23 Mayıs 2015 Cumartesi

TÜL

örtmesek ya perdeyi

gözümüz bile kırpılmıyor bir aşktan gibi
iki kişilik bir odada perdeye ne hacet
sanki upuzun düzlüğe bakan bir odada
oturuyormuşuz
ve biz
durmadan sevişmekteymişiz
örtmesek ya perdeyi

çıplaklık en eski sürgünüdür kendiliğin
bu yüzden bir düştür delilik
kendinden aşağı çıplak bir düşüştür
bütün karanlıklar çekilir aradan
kalkınca gözün insana perdesi
ince bir tüldük başta
şimdi sabah akşam güneş
çok şükür

düşsek ya birbirimizden aşağı şimdi
görmesek perdeyi
sarılıp üşüsek
örtmesek ya kendimizi

kendimizle örtünsek ya

12 Mayıs 2015 Salı

KESİKSİZ ELMA

ve işte yeniden düşüyoruz
birbirimizle doldurduğumuz koca boşlukların 
dipsiz kuyularına

zat-ı alinden boşalan yerleri yokluğuna tahsis ettim
sakın ola aklın kalmasın tahtında
damardan kapılı sonsuz bir mekanın var
ciğerimin orta sahasında

hayaletlerinin bastığı şehrimde büyük bir panik hakim
peri masalları gitgide korkunçlaşıyor
kulaktan kulağa dolandıkça
sümüklü oğlanlar 
şeytanın satamadan getirdiği mendile sarımsaklar sarıyor
korkunun ecele çaresi 
kocakarıların iki dudak arasında

sevgilim
bu hayaletler şu virane kentin yıkılmaya direnen bütün kalelerini bir gecede düşürür
bildiğim dikensiz yollar bana gelişlerini külliyen öldürür

canım yanmazdı görmesem eğer
şimdi içime yaktığın tüm lambaları söndür
bıçağının sivri yeri gör bak nereye değer
bilmez misin her zalim kendi vicdanından mesuldür
adalet niyete delalet eder sevgilim
themis'in terazisini bu sefer bizden yana döndür
öfke dediğin sevdaya vekalet eder
beni yanlış anlamalarını tez elden temyize götür

ilk günahın ademle havvaları 
böyle sevenlere
bir elmanın iki yarısı derlermiş
İki ayrı yarım da neymiş
biz seninle kesiksiz bir elmayız 
tek bir ağızdan dişlenmiş
nereye kaçsam burnumda tütüyor 
güle benzeyen yerlerin
zannederim kokun 
terime düğümlenmiş

şimdi en yangın yerinden yanıyor can 
ciğer azapta
buza kesen kalbini 
oda sıcaklığına geri döndür
öldür kinini nihayet 
gözlerimi hatırla
gözlerim sana mühürdür