20 Ağustos 2015 Perşembe

İKİ LOKMA Bİ' SEVDA

Alacaklısın sanki sevdadan 
ve ciğerime kadar varıyor sınırları haczinin
Belediye harıl harıl çalışıyor halbuki 
ayrı düştüğümüz duble yolları 
tek şeritte birleştirmek için
Gün olduğun kadar gece de oluyorsun sevgilim 
Kokun burnuma üşüşüyor 
burnum sevdalısı ayıp yerlerinin
Gelebilirsin mesafe dediğin ne
Boşuna mı kuşa gönül verdik 
onca gök uçabilene
Yok diyorsun 
yol dediğin yalnız yürünür
Afili kuşlar gökte tek tabanca süzülür
Oysa bir vakitti hatırlarım
tenimizin kıvrımlarını gezegenimize pusula bellemiştik 
Yattığımız yerleri cennet
                      ağzımızın kokusunu ciğere nefes eylemiştik

Gitmeler hepten gidemiyor ve kalmalar tastamam olamıyor şu makus sevdamızda

Feleğin kahpeliğinden mi bu 
                  yoksa güle sarıldık diye kan mı var avuçlarımızda

Şimdi gülü boğdurduysan nihayet
                                 bana senin gibi bir kokan bul
Gezegeni yaktıysan şayet 
               bombalar düşebilir üstümüze 
                                 bize tez elden bir sığınak kur

İnansak yeter 
iki lokma bi' sevdayla yaşayabiliriz
İçimizdeki açgözlü devlere inat 
karın tokluğuna sevişebiliriz
Biz seninle sevgilim 
kendi ayağına işeyen köpekler gibiyiz
Sevmeye ne kadar yenilirsek 
hayata o kadar galibiz

15 Ağustos 2015 Cumartesi

BÜLBÜL

Tembel vapurlar incisi bu kentin
Beş dakikamız daha var
ha bindin, ha bindin!
Yoksa yarılır bu deniz
yerin ve göğün bir olduğu bir yerlerde sıkışıp kalırız

Arşa değdik değmedik mi
İlkin bundandır kuşa sevdamız
Mesela bir leylek sürüsü geçer şimdi tepemden
Nereye gidersek gidelim gök ikimizin olur böylece
Ayak bastığım her memleket bilir seni
Çünkü adın ağzımı hâlâ yorar
Sırtıma bakarım sensindir yükü
Soluğuma en güzel adın karışır

Doğduğumuzdan beridir
Garip şeyler oluyor yeryüzünde
Çağlardır bütün inanışların hainiyiz
Kardeşçe olana ihanetteyiz 

Her birimiz kendi toprağının zalim sultanı
Aynı köke baş koyduk mu 

İdama götürürüz bütün sürgünleri
İçimizdeki canavarları besleriz 

   o topraksız güzelle

Şimdi o her şeylerin

      bedeli ne ise öderiz
Bir kelâmına bu can sevgili
bir selamına heba bin dünya

Upuzun bir hayatı anlatır gibi bana
Her nefesin içimde bir ağacı büyütür

Kuşlar gider karıştın mıydı yabanıma
Bütün uçmaklar göğün çarkında öğütülür

       Olmasın mıydı cihanda şu bülbüle bir yuva
                         Bu dikenler güle mütemadiyen körlüktür