Zamanla baş aşağı dönmüştür
Her beşerin kendi özü
Bizzat çekirdeğinden dönüşmüştür
Hastalıkta sağlıkta barışta ve dahi savaşta
Her an aklımda olan saygıdeğer hayaletlerin
Pişman olmaya meyilli bir cümle gibi ağzımda çoğalan
Hani o pek tanıdık ismin
Ve bir de burnumda kokunu büyüttüğüm
ağzıma tadını dişlediğim sen
Bütün bu karmaşanın ortasından bir kuş-luk vakti
İsimsiz hayaletlerinle çıkıp gelsen
Dünyanın bütün işçilerinin bütün grevleri kazandıkları resmi gazetede ilan edilse o an
Ve yokluğuna direnen tüm hücrelerim yenilense zerre kanım akmadan
Yavuz Sultan'dan beridir biliriz
her selim kendinden önce namıyla yürür
Ne vakitten beridir bu merveler
meyva gibi içerinden çürür
Yürümek de çürümek de yan yana olabilir pekâlâ
Yalnız kalan kuş
dokuz köyün dokuzundan da sürülür
Şu içimize büyüyen metruk harabeler
Yokluğunun rüyasını koca bir ömre gördürür
Şu içimize büyüyen metruk harabeler
Yokluğunun rüyasını koca bir ömre gördürür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder